17 Ocak 2010 Pazar

Fenerbahçe - Galatasaray derbisi hakkında ne dediler?



Fenerbahçe ve Galatasaray derbisi hakkında basından yazarların, blog ve sözlük yazarlarının neler düşündüklerine bakalım...

Önceden not: Sürekli çoğalacak...

Basın ve bloglardan...

"başkalarının, annemizi dünyanın en iyi annelerinden biri olarak görmesi, göstermesi önemli midir? elbette hayır! bizim için öyledir ama. bizim için ifade ettikleri, anılarımız bunu böyle yapar. benim annem dünyanın en iyi annesidir. bizim derbimiz de öyledir. dünyanın en önemli maçıdır galatasaray-fenerbahçe. futbolu bildiğimiz günden beri böyledir. futbol ve biz var oldukça da öyle kalacaktır. ne olursa olsun... ancak son yıllarda bunun dışında global bir büyüklükten bahseder olduk. “şu dergi tarafından dünyanın en büyük derbileri arasında 3. sırada gösterildi”. “bu internet sitesinde yapılan oylamada en büyük derbi seçildi”. peki neden? kaç ülke yayınlıyor bu maçı misal. kaç yabancı gazetecinin akreditasyon başvurusu reddediliyor. misal barça-real maçı için red sayısı bini geçiyor her yıl. ya bizde ? boca-river maçı bizde hasretle beklenip seyrediliyor. onların bizden haberi var mı? bu derbi bazı listelere girer. girme sebebi de aşırı gerginliği, futboldışılığı, anlamsız, bir tabana oturmayan kavgaları, gürültüsüdür. gerginliği yüksek, emniyeti düşük, sahaya atılan malzemesi bol, kırmızı kartı golü kadar olan bir oyundur da ondan. son iki yılda 10 kırmızı kart gösterildi bu derbilerde düşünsenize. atılan gol sayısı neyse ki bir fazla: 11... bugün, yarın açıklanacak cezalarla bu sayı daha da artacaktır kuşkusuz. sebep budur. sadece bu... batılı anlayış, bu maçları indiana jones yaklaşımıyla o listelere alır. ölmeden önce mutlaka görmeniz gereken maçlardan değil de... ölmeden hemen önce görmeniz gereken maç olarak görür. kaybedecek bir şeyiniz kalmadan önce yani. uzaktaki, otantik bir savaş... derbinin uluslararası şöhreti bundandır. her an kafanıza bir şey gelebilir. ne zaman kavga çıkacağı belli değildir. kim kime kafa atacak belli olmaz. kim kime şeyini gösterecek? stat neresinden çökecek? biz de bu gerginlikle övünürüz. bizi ‘bu maçta ölüm tehlikesi var!’diye işaret edeni, mutluluk naralarıyla karşılarız. bizi listeye aldılar, bravo bize! pazar akşamı bunu bir kez daha ispat ederek dünyanın en önemli derbilerinden bir olma unvanımızı güçlendiren, şöhretine şöhret katanları performanslarından dolayı kutluyorum. ne kadar övünsek azdır... şanına şöhretine yakışan bir derbi oldu." (Mehmet Demirkol - 12 Nisan 2009'daki derbiden sonra)

"herhangi bir fenerbahçe-galatasaray derbisinde 3 ihtimal vardır; 1-0, 2-0, 3-0 fenerbahçe alır. hoş bu hipotezi de çürüttü fener, artık 6 ya kadar yolu var." (Hıncal Uluç)

"Dünyanın en büyük derbileri arasında gösterilse de, etnik, dini, siyasi ve sınıfsal bir kaygı taşımadığı için Türk medyasının büyük çoğunluğunun "Hadi canım, bu mu dünyanın en büyük derbisi?" diyerek nedense burun kıvırdığı bir maçtır. Halbuki medyanın en büyük kazanç kapısıdır. Tirajlar, raitingler vs... Ben birçoğunu çıplak gözle izlediğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bence, beyaz perdede bugüne kadar yapılmış en iyi aksiyon filminden bile daha nefes kesici bir maç. O atmosferi yeşil sahanın üzerinde yaşayan ve sayısız büyük maçlar oynayan Kewell diyor ki: "Hayatımda çok büyük ve zorlu maçlar oynadım. Böyle bir maç hiç görmedim Kazanamamanın hayal kırıklığı bir yana maçın çığrından çıkışı beni çok etkiledi."" (Ercan Yıldız/Türkiye Gazetesi yazarı)

"100 yıllık bir tarihi arkalarında bırakan, sadece boğazın iki yanını değil tüm Türkiye'yi hem maç öncesinde hem de maç sonrasında günlerce meşgul eden ve bu ülke sınırları içersinde tansiyonu en yüksek maç olarak tanımlayabilirim bu derbiyi.

Ancak son yıllarda malesef bu derbinin bir dünya derbisi olmadığı yönünde yazılar yazılıyor. Bunlara kesinlikle karşı çıkıyorum. Yurtdışında yaşadığım dönemde (İngiltere) bu derbinin gerçekten bir dünya derbisi olduğuna bizzat şahit oldum. Ağırlıklı olarak İngiliz kulüplerinin maçlarının yayınladığı bir kaç pub da Fenerbahçe'nin Kadıköy'de Galatasaray'ı 4-1 mağlup ettiği maçı hem ben hem de diğer FB li ve GS lı arkadaşlarım farklı yerlerde canlı olarak gayet dolu bir şekilde izledik. Ayrıca NTVSpor'daki Yenilsen de Yensen de programında konuk olan yabancı basın mensupları da bu derbinin kesinlikle dünyanın ilk 5 derbisinden biri olduğu konusunda hem fikirdiler.

Bir Fenerbahçeli olarak bu maçın atmosferi ben de en az 1 hafta önceden başlıyor. Karın ağrıları, stres, çeşitli uğurlar derken maç saatinde inanın herşeyi unutuyorum. Maçtan sonra ise eğer mağlup olmuşsak kesinlikle gazete okumam; televizyon seyretmem ama kazandıysak ertesi gün işe gözlerim uykusuzluktan şişmiş bir şekilde giderim. En yakın arkadaşlarım genelde Galatasaraylı oldukları için 11 senedir en mutlu olduğum anlar Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçlarıdır.

Ortam gergin de olsa, bazen taraflar birbirlerine karşı istenmeyen görüntüler de sergilese bu derbinin verdiği hazzı skor ne olursa olsun seviyorum ve Galatasaray gibi bir rakibi bu ligdeki hiç bir takıma da kesinlikle değişmem." (Göksel ÇOĞALAN / ilk11.blogspot.com)

"Bu derbi icin herhangi bir gorus belirtmek zor aslında, cunku insan hangi acıdan bakacagını sasırıyor. Ben kendimden ornekleyeyim en iyisi. Bu maclar yaklasırken ozellikle de son 5-6 yıldır "bu defa heyecan yok, gerilim yok, sakin karsılayacagım" diye diye bekliyorum, mac gunune dek de gercekten basit bir lig macıymıs gibi bekliyorum. Ancak ne zaman ki o macın sabahına uyanıyorum zaman o an duruyor. Normal seyrinde devam eden saatler ve dakikalar derbi gunu geldigi zaman dakika-saat degil ay-yıl gibi geciyor, sanki daha cok uzun zaman varmıs gibi geliyor ve o gun hayat baska bir seye endekslenemiyor. Sanki ligin en onemsiz maclarından biri oynanacakmıs gibi sakin sakin beklerken dunya bir anda degisiyor. Uyudukca uyumak istiyorum ki mac saati yaklassın, zaman benden habersiz gecsin uyuyarak. Ancak olmuyor, ne kadar istemesek de ne kadar sakin olalım desek de bu derbi tum futbol maclarının yanında ayrı bir yerde. Tabii bunu derken parantez acmak lazım bir UEFA Kupası finali gibi asla olamaz ne kadar buyuk olursa olsun, derbi yılda 2, sanslıysak da 4 kere denk gelen bir sey ama UEFA 100 yılda 1 kere geldi ve bir daha gelip gelmeyecegi belirsiz. Ancak ne olursa olsun ve ne kadar sıradan bir hale getirmek istesek de Galatasaray-Fenerbahce derbisi icimize ruhumuza islemis durumda, once futbola sonra bu iki takımdan birine gonul vermis insan icin iki takım degil futbol macı karsılıklı pisti oynasa bile heyecanı bambaska oluyor, insan sabredemiyor bir an once gelse de izlesek diye.." (Fırat Selçuk / artemiofranchi.blogspot.com)

"Bir Fenerbahçeli için Galatasaray derbileri çok özeldir. Sporun her dalında karşılaşmak için can attığın bir rakiptir Galatasaray. Evet. Birbirimizi pek sevmediğimiz doğrudur. Hatta olayı nefret boyutuna taşıyarak ezeli rakibinin yok olmasını isteyecek kadar bu nefretini dile getirenler vardır. Bunu saklamanın manası yok. Lakin şunu da iki taraf itiraf etmelidir ki, iki taraf da sporun her dalında bu rekabeti hep yaşamak ister. Fenerbahçeliler için bir maçta Galatasaray’ı yenmek ya da Galatasaraylılar için Fenerbahçe’yi yenmek paha biçilemez mutluluktur. Bunun aksini iddia eden varsa yalan söylüyordur. Ezeli rakibiyle ligde yaptığı maçları kaybeden takım o seneyi kahrolarak geçirir. Zira bu maçlar tantanası taş çatalasa 3-5 gün süren maçlar değillerdir. Bütün bir sezon konuşulur. Bazıları ise yıllarca konuşulur. Çok klişedir ama doğru bir yaklaşım vardır; Fenerbahçe olmadan Galatasaray’ın yahut Galatasaray olmadan Fenerbahçe’nin ezeli rekabet bağlamında değerlendirirsek, pek bir anlamı kalmıyor gibi. Galatasaray olmasa da Fenerbahçe taraftarı olurdum, ama hiçbir zaman bir maçta Galatasaray’ı yenmenin zevkini yaşamazdım. Böyle bakmak lazım olaya. 17 Ocak 1909’da Papazın Çayırı’nda başlayan bu ezeli rekabet iyi ki var. Benim gözümde en büyük derbidir. Ve öyle zannediyorum ki, bir Fenerbahçeli ile bir Galatasaraylının futbolda nadiren hemfikir oldukları konulardan biri de budur." (Hasan Muradoğlu/arielortega.blogspot.com)

"Galatasaray-Fenerbahçe derbisi Türkiye'de "derbi" tadı aldığım tek maç benim için. Benim için kelimesini vurgulamak istiyorum, zira Beşiktaş'lı dostlar alınabilirler, onları hor gördüğüm izlenimi çıkabilir lakin benim duygularım bunlar...
Bizim derbimiz dünya üzerindeki derbilerle karşılaştırılıp, bazen aşağılanmakta, küçük görülmekte, bazen de basın tansiyonu arttırmak için gereğinden fazla büyütmekte(Dünyanın 3. derbisi gibi) ama ben kısaca adlandıracak olursam, bizim derbimiz bize, Türklere has bir derbi... Türk insanı, bir çok özellikleriyle dünya milletlerinden ayrılıyor, biz bazen çok coşkulu, bazen çok duyugusal, bazen hırçın ve küfürbaz, bazen de centilmenliğin en güzel örneklerini sergileyen insanlarız. 3-5 sene evvel baş düşman Yunanistan iken, "Yabancı Damat" dizisiyle Yunanlılara sempati duyabiliyoruz.... Kısaca sabit bir halimiz yok, rüzgara göre hareket eden bir toplumuz...
İşte Galatasaray-Fenerbahçe derbisi de bir bakıma bizi anlatıyor. Kimi zaman bol gollü geçebiliyor, kimi zaman golsüz ve kısır bir mücadele oluyor, kimi zaman ve çoğunlukla çok coşkulu olup kırmızı kartlar havada uçuşurken, kimi zaman futbolcular maç sonu birbirleriyle forma değiştirebiliyorlar...
Hiç mi tutarlı ve değişmeyen yönü yok... Olmaz mı?
Maçtan bir hafta evvel taraftarlarda başlayan ve maç günü tavan yapan heyecan... Bu derbinin iki yakasında da böyledir..." (ultrasmovement.blogspot.com)

"16 dakika bekleyip yaşadığımız şampiyonluğu 10 tane UEFA Kupası'na değişmem. Çünkü o gün F.Bahçe'yi geçtik." (petitinyeri.blogspot.com)

Ekşisözlük'ten...

"avrupa'nın büyük derbileri gibi siyasi, sosyolojik, dini ya da ekonomik olarak zıt kutupların futbol sahasındaki rekabeti olmadığından aslında sadece bizim biraz gözümüzde büyüttüğümüz, biraz kulüplerimizde oynayan yerli yabancı yıldızlar, biraz da her an olay çıkma potansiyeli olması derbiye renk katan unsurlar, ve tabii iki takım arasındaki rekabet. ama bizde ne old firm gibi katolik protestan, ne de el classico gibi siyasi kutupların mücadelesi şekilde değil, bu yüzden de aslında avrupa'da bu maçlar, en azından yaygınlık ve izlenilirlik açısından hakettiği değeri bulamıyor. "(mumyn)

"bu derbide galatasaray daha normal daha siradan galibiyetler alma egilimindeyken fenerbahce daha satafatli daha fantistik galibiyetler alma egilimindedir. zira fenerbahce galatasaray i gücsüz zamaninda yakaladigi zaman 4, 5, 6 atmayi rakibinden esirgemez, güclülügünü skora yansitmayi bilir, ayni sekilde gücsüz oldugu dönemlerde de aldigi fantastik galibiyetlerle de (3-0 dan 4-3 gibi, galatasaray avrupa sampiyonluguna kosarken sami yen de yenmek gibi) ses getirir olay yaratir. lakin galatasaray benzeri durumlarda galip geldigi cogu macta rakibini sahada futbol olarak ezmis olsa dahi 1-0 gibi 2-0 gibi yarin öbür gün unutulucak akilda kalmayacak galibiyetler almistir, alagelmistir, mazideki nice fantastik yenilginin acisiyla da galatasaray taraftari bu galibiyetlerden istedigi randimani alamamistir, galibiyete istedigi gibi sevinip cosamamistir, ayni sekilde fenerbahce taraftari da ayni maglubiyetten ultra üzüntü duymamistir, oysa ki fenerbahce galatasarayi yendiginde hem fenerliler cok sevinir, hem gs liler cok üzülür, hem medya daha cok cosar, daha yogun bi duygu seli olusur. o sebepten fenerbahce galatasaray derbisi fenerbahce yendigi zaman daha renkli olan bi derbi olagelmistir. " (aimar)

"dünyada zorluk derecesi olarak üçüncü sırada olan derbidir. bu maçlar , ne bir galatasaray-beşiktaş , ne de beşiktaş-fenerbahçe maçlarına benzer. futbolcular bile bu maçlara kendileri motive olurlar, teknik direktör ayrıca bir motivasyon için uğraşmaz. futbolcuda olduğu gibi seyirci bile kendiliğinden motive olur galibiyete, her iki takım taraftarları kendi takımlarının kazanacağından son derece emin konuşurlar.bu iki güzide klubümüz türk futbolunun incisidir. galatasaray-fenerbahçe , ateş ve su , tatlı ve acı gibidir. bazen de hırsız ve polis gibidir, bir gün biri kovalar , bir gün biri kaçar, bu rolü sırayla değişirler." (deepblue)

"iyi oynayanin cogunlukla kaybetmesiyle, favorinin genellikle yenilmesiyle, gs nin tum mac bastirdigi ve fenerin 4-0 kazandigi dunyanin en mantiksiz derbisi..." (roda cherji)

"hiç bir zaman favorinin olmadığı ve haliliyle iyi oynayanın degil gol atanin kazandigi dünyanin sayili derbilerinden." (lonelyman)

"maç sonrası takılınması en keyifli olan derbidir. galatasaray olmasa bu ligin ne tadı kalır tarzı yumuşak tandanslı söylemleri kullanmayı sevmem ve kullanmayacağım. galatasaray'ı günahım kadar sevmem. ama bir gerçek varki galatasaray ve fenerbahçe batman ve joker gibidir. birisi olmazsa diğeri anlamsızlaşır. beni bu dünyada başka hiçbir maç sonucunda galip gelmek bu kadar mutlu etmez. ne beşiktaş galibiyeti ne de şampiyonlar ligini kazanmak belkide.. uzun vadeyi düşünmez bir taraftar. bir fenerbahçe'li için galatasaray'la her hafta oynamak istemek aptallık değildir, kinayedir. hoş bir takılmadır. bunu anlamamak nedir onu bilemiyorum. en nihayetinde adrenalindir, hayatın anlamıdır, mutluluktur, nefrettir, hüzündür. şaka bi yana gene aylardan kasım ya.. (takılıyorum, şu an gülmeniz gerekiyor)" (slevinkelevra)

"bütün dünyaya kafam girsin benim hayatımın en önemli derbisidir.dış basın hakkımızda ne dedi diyerek gazete köşelerini karıştıranların ve gazeteler de yazan ''türk gibi güçlü'',''anneciğim türkler'' veya ''türkler anamızı ağlattı'' gibi haberlerden tatmin olan adamların b.k atması da bu derbinin değerinden birşey götürmez.

hayır derdin ne arkadaşım derbi dediğin yerel bir olaydır zaten.bütün dünyadan sana ne ki.bu takımlardan birinin tarafıysan oturur seyredersin,fikstür çekilir çekilmez derbinin tarihini hemen ezberlersin,derbi haftası yaklaştıkça koca adam olmana rağmen her maç muhabbetinde kendinden geçip çocukça saçmalarsın,maç günü karnında hep aynı ağrıyla dolaşırsın maç sonunda da futbol adına yaşanabilecek en büyük mutluluğu veya hüznü yaşarsın.bütün çocukluğunun,inancının,siyasi görüşünün aynı olduğu adama maç sonrası nası geçirdik dersin.normalde en ufak üzüntüsünde kahrolacağın adamın üzüntüsü bir tek o gün senin en büyük keyfin olur.sırf kahkahanla en can dostunu ağlatabileceğini o gün öğrenirsin.bütün bunlar olurken ispanya'da,ingiltere'de japonya'da insanlar ne yapıyor? acaba onlarda izlediler mi maçı? diye oturup iki saniye bile düşünmezsin.o gün el oğlu ramon, steven hatta maria bile gelse umrunda olmaz." (grkmkkr)

"dünya basınının bu maçlara ilgisini göz önünde bulundurunca 5 para etmez,şişirilmiş bir balon kadar değeri olduğunu anladığımız derbi. dünyanın en büyük 2. yada 3. derbisi oldugu yalanı yıllardır spor sayfalarında yerini alır hatta derler ki 1. lazio-roma (siyasi görüşten dolayı) 2.celtic-rangers (mezhep farkından dolayı) 3. galatasaray-fenerbahce. kimi zaman bu listeye boca-river plate macı da dahil edilir. gel gör ki bir gs-fb macına taş çatlasa 10-20 tane yabancı gazeteci gelir,bizim ülkemizde boca-river maçını izleyen türk kadar acaba arjantinde fb-gs derbisini izleyen arjantinli var mıdır ?.ama biz hep kendimizi avuturuz,taşkınlıklarımıza bir kılıf ararız,yükselen tansiyona kılıf bulmaya çalısırız. takımlar bazında düşünürsek her ne hikmetse fenerbahce takımının inanılmaz motive olduğu en kötü anlarında bile en parlak döneminde ki galatasaray'ı yenebilmeyi başardığını görürüz.özellik son dönemde hep aynı oyunculardan oluşan galatasaray kadorsu psikolojik olarak da çöküntü içinde fener maclarına cıkmış ve 1-0 yenik duruma dustugu hiç bir maçı cevirememiş kimisinde fark yemiştir. fenerbahce'nin aksine galatasaray takımı rakibi kadar motive olmuyor gibi bu maclara.belki de fenerbahce kadar ölüm kalım maçı olarak görmüyor bu macları.belki de var oluş amacı olan -türk olmayan takımları yenmek- analyışı biraz abartılmış durumda galatasaray'da.ilk düdükle beraber fenerbahce avantajlı başlıyor sanki her maça. bu maçlarda özellikle bazı fenerbahçeli futbolcular öyle bir sivriliyor ki bu motivasyonun bilimsel olarak incelenmesi gerekir.benim hatırladıklarım sırayla elvir boliç,serhat akın,ali güneş,marcio nobre,tuncay şanlı.galatasaray cephesinde ise diger 32 maça göre bu kadar uç performans gösteren oyuncu sayısı cok azdır,belki bir nebze bülent korkmaz örnek verilebilir.o da hırsı sebebi ile.yoksa çok kritik hatalar yaptığı derbiler de olmuştur. son yıllarda skor bazında gol farkı yönünden fenerbahcenin ezici üstünlüğü bulunmaktadır.3-0,4-0 deplasmanda da 4-0 gibi skorların yanına 6-0 sonucunu da eklemişlerdir.buna karşın galatasaray 5-1'den başka farklı bi skor elde edememiştir. ancak fenerbahce'nin bu galibiyetleri sadece skor bazında hatırlanırken galatasaray'ın galibiyetleri birçok başarılı sonuca götürmüştür takımı.5-1 ile turkiye kupası alınmış,116. dakikada atılan golle kadıkoyde kupa kaldırılmış ve bayrak dikilmiş,bu yıl ki 2-1 lik skorla rakip saf dışı bırakılırken unutulmaz bir maç olmuştur.son dönemlerde fb-gs arasında ki maçlarda derbinin hakkını veren maç 2000/2001 sezonunda türkiye kupası maçında 90 dakikası 4-4 bitip uzatmalarda penaltılarla fenerbahçenin kazandıgı maçtır.muhtemelen türk futbol tarihinin en zevkli 2-3 maçından biridir. sonuç olarak tüm işin sırrı psikolojiye dayanmaktadır.yıllardan beri süre gelen ve tekrarlanan sonuçlardan dolayı fenerbahçe lig de galatasaray ise kupa da fenerbahce'ye göre ağır basmaktadır.galatasaray'ın bu sene kadrosunu tamamen yenilmesi ile belki bir nebze psikolojik çekincelerden kurtulmuştur futbolcular.çünkü ne 4-0 ne de 6-0 yenilen kadroda yer almamışlardır. türk futbolu için en büyük festival olan bu maçlar bence dünya için bizim düşündüğümüz kadar pek bir önem taşımıyordur.ancak gerek fenerbahçe'nin avrupa sahnesinde 1 sezonlukta olsa bir başarı elde etmesi ve ismini duyurmaya başlaması gerek isim bazında çok önemli transferlerin yapılması her geçen gün derbiye daha çok önem kazandırdığı kesindir." (takimdanayriduzkosuyapanyazar)

""büyük derbiler" sıralamalarının derbiyi takip eden yabancı basın mensubu veya yabancı izleyici sayısıyla değil, o derbinin ülke halkı için ne kadar önemli olduğu ve ülkedeki yaşantıyı ne kadar etkilediğiyle ilgili olduğunu bilmeyenlerin üfürükten zannettiği derbi.

eğer bir ülkede fenerbahçeli de, galatasaraylı da, göztepeli de, batmansporlu da lig fikstürü çekildiğinde kendi takımının maçlarından önce bu maçın tarihine bakıyorsa, bu maçtan 1 hafta öncesinden bir hafta sonrasına kadar ülkedeki en önemli gündem (ne yazıkki) derbi oluyorsa isterse hiçbi yabancı basın mensubu takip etmesin, yine de bu derbi dünyanın en büyük derbilerindendir.

eğer the real football factories international programının ilk bölümü türkiye'de çekilmişse, ilk olarak fenerbahçe - galatasaray derbisi ve iki tarafın fanatikleri incelenmişse o derbi şişirilmiş balon değildir.

ha bi futbol maçının koca bi ülke için bu kadar hayati bi öneme sahip olmasının ne kadar doğru bişey olduğu tartışılır, orası ayrı..." (kendi kalesine gol atan kaleci)

"geçen sene dünyanın birinci derbisi sayılan derbi. çok basit mantıklarla, genelde beşiktaşlıların ve anadolu takımlarının kabullenemediği bir olaydır bu derbinin en büyük olmasını yedirememek. yani ali bilgin'in, uğur boral'ın, yasin'in, edu'nun, ferhat'ın, özgürcan'ın, cafercan'ın olduğu bir derbiyi mi izler avrupalı ; yoksa del piero'nun, ibrahimovic'in, adriano'nun, samuel'in, nedved'in olduğu bir derbiyi mi? elbette ikincisini izler. takımların kalitesine göre bakılmamalıdır. daha doğrusu sadece birisinin kalitesine. burada birisi bana derse ki, boca juniors ve river plate neden izleniyor madem, bunu tamamen latin derbisi olmasıyla açıklayabiliriz. avrupa'da onlarca derbi varken, sonuçta 2 haftada bir bi' ligte derbi oluyorken herkes oturup galatasaray fenerbahçe maçını izlemez. bu kesinlikle bir ülkenin ne kadar önem verdiğidir. inter - milan maçı oynanırken, milano kentinin dışında ilgi ne kadar azsa, gs - fb oynanırken de istanbul dışında ilgi o kadar çoktur. mesela göztepe - karşıyaka da, ikisini de hiç sevmesem de, büyük bir derbidir. izmir halkı buna kilitlenir çünkü. aynı milano'da olduğu gibi. fakat oyuncular ne yazık ki, inter veya milan'daki kadar kaliteli olmadığı için daha az kişi izler, yurtdışından ise hiç kimse izlemez. gelen yabancı gazeteciye göre derbi büyüklüğünü ölçmek, siz var fazla lig tv izlemek, çok spiker dinlemek..." (onlyalcoholia)

"değil intertoto, küme düşmeme için bile oynansa, onu da geçtim sırf gazozuna bile oynansa türkiye'nin en büyük ve en önemli derbisidir. ebediyen de öyle kalacaktır. şu an her iki tarafa da aklınca laf sokan arkadaşların görmeleri gereken şey, derbiyi derbi yapanın takımların ligdeki konumları veya form durumları olmadığı, aralarındaki ezeli rekabet olduğudur.

çok basit bir örnekle, birkaç hafta önce lig lideri ve ikincisini karşı karşıya getiren sivasspor - beşiktaş maçının gördüğü ilgi ve yarattığı heyecan ile son galatasaray - fenerbahçe maçının gördüğü ilgi ve türkiye genelinde uyandırdığı heyecanı karşılaştırırsak, ligdeki konumlarından bağımsız bir şekilde galatasaray - fenerbahçe rekabetinin neden türkiye'nin en büyük rekabeti olduğunu bir kez daha anlayabiliriz.

ayrıca ülke dışında yayınlanmamasını kriter olarak kabul edenlere partizan - kızılyıldız, olympiakos - panathinaikos gibi derbileri, "oyuncular birbirine girdi, kırmızı kartlar havada uçuştu, böyle büyük derbi mi olur" diyenlere de herhangi bir river - boca maçını veya bizden bir gün önce oynanan lazio - roma maçını (3 kırmızı kart) gözden geçirmelerini tavsiye ederim. saygılar." (4 2 3 1)

"bilhassa şükrü saraçoğlu stadı'nda oynanan versiyonu tam anlamıyla bir sinir harbi ve psikolojik savaştır.. futbol mutbol, teknik taktik hepsi hikayedir.. sinirine hakim olan, kendine güvenen ve kazanacığna inancı olan takım çıkar kazanır.. seyircilerle dalaşan, en ufak kıvılcımda parlayan, saçma sapan profosyonellik dışı tavırlar içine girenler ise kaybetmeye mahkumdur.. galatasaray da bu derbiyi kendi sahasında bir psikolojik savaş'a dönüştürmeye çalışıyor tabiki ancak stadın aura'sı buna izin vermiyor.." (aeks)

"öncesinde karşılıklı demeçler verilen, ortamı gereksiz yere gerilen, sadece üç puan değerinde olduğuna kimse tarafından inanılmayan maçlar serisi. genelinde oynanan futbol bir tarafı ya da -maçın berabere bitme ihtimaline göre- iki tarafı da memnun etmez ama kesin olan tek şey kimse hakemden tatmin olmaz, yenilginin sebebi daima hakemdir ve aynı hakem galibin tarihi fark atmasını da engellemeyi başarmıştır. sonuçta iş hayatının, günlük yaşamın sıkıcılığından?! bunalan türk insanını yılda 3-5 gün heyecana gark etmeyi başarır ama verdiğinden fazlasını götürdüğü de söylenir.

maç sonundaysa daha iyi oynadınız, galibiyeti hakettiniz diyen, ya da attığımız gol ofsayttı, baros'a da yazık oldu diyen taraftarlar benim hala umudum var adlı bir şarkının yazılış nedenidir." (bendeseniseviyorum)

"günün birinde avrupa kupası nezdinde oynanmasını dilediğim, gerçek futbol oynandığında ne olacağını çok merak ettiğim karşılaşmadır. zira avrupa kupalarında patlak kafalı hakem, lazer gözlü kaleci, ısındırılmayan takım kaptanı, uçan su şişesi gibi realiteler pek vuku bulmaz. ha bulur da, o zaman o takım kendini bir daha avrupa'da bulamaz o olur." (kowalski)

"bu derbi hakkında son günlerde en çok konuşulan konu fenerbahçenin on senedir galatasarayı yenmesi. ezeli rekabeti onar senelik periyotlar halinde incelediğimizde 2000 yılından günümüze kadar galatasarayın başarısız olduğu görünsede aslında bu başarısızlık 1970-1980 arasında oynanan müsabakalarda çok daha kötü durumdadır. o dönemde oynanan 40 maçın 24 tanesini fenerbahçe kazanmış iken galatasarayın galibiyet sayısı ise sadece 6'dır. hatta 1976 ile 1980 arasında ardarda oynanan 14 maçta galatasarayın içeride ve dışarıda hiç galibiyeti yoktur. 1980 ile 2000 arasındaki 20 senelik dönemde ise galatasaray kötü tabloyu ortadan kaldırmış (bu dönemde galatasaray fenerbahçeyi daha çok yenmiş) son 10 senede ise fenerbahçe tekrar üstünlük sağlamıştır.
buradan şu sonuca varabiliriz. fenerbahçe son 10 senede bariz bir şekilde üstündür. fakat bu dönem kapanacak gibi görünüyor." (azteca)

"bu maçların sonucunda iki takımda kendini bir müddet toparlayamaz. aynı gazi koşusuna hazırlanan atlar gibi. gazi koşusularında tabelaya giren veya kazanan atlar nasıl ki bir daha kendilerini toparlayamayıp yarış hayatları tehlikeye giriyorsa bu maçların sonucunda da ya saha kapama ile cezalar gelir sonra seyirsiciz maçta puan kayıpları olur ya da kazanmanın verdiği rahatlıkla veya kaybetmenin verdiği üzüntüyü bir daha toplarlamayaz bu takımlar. işte süper lig işte istatistik." (jack nicholson)

"yıllardır süre gelen ve yıllarca süre gelecek olan ezeli rekabetin iki yakası ... iki takım sadece birbirleri ile oynadığında değil , avrupada farklı ülke takımları ile oynadığında da kıyaslanıyor , ligde farklı takımlarla oynadığında da kıyaslanıyor , hatta fener beşiktaş ya da galatasaray beşiktaş maçlarında bile bu iki takım arasında oynanan derbilerin hem daha zevkli hem daha olaylı geçtiği konuşuluyor . nefret ettiğim fenerbahçeye bunları düşünerek baktığımda anlıyorum ki fener olmadan ligin de avrupanın da derbilerin de tadı yok ..." (die4you)

"şöyle ki bu rakabet için bir sebep aranmamıştır. şüphesiz dünyanın en önemli derbilerinden biri değildir ama ondan önemli olanlar gibi giydirilmiş bir kamplaşmadan mütevellit de değildir bu rakabet. diğer derbilerde belli bir ırktan olmak, başka bir mezhebe veya sosyal sınıfa mensup olmak, siyasi görüş veya coğrafya gibi etkenler sizi bir takımın mensubu yapabilir. ancak türkiye'de böylesine etkenlere ihtiyaç duymayan bir ezeli rekabet mevcuttur; sadece bu sebeple bile bu yarış yeterince değerlidir. derbinin bu çeşit yoksunluğu da futbolu hayattan koparmaz, rekabet taraflarının tutkularını azaltmaz. belki de nedensiz sevmek sevmelerin en güzelidir." (schwannoma)

"benim takim tutmam icin nedenim olan ve bana futbolu sevdiren rekabettir.

ben ne kadar galatasayli olsam da cevrem her zaman fenerbahceli olmustur. ama isin guzel yani da buradadir. hayatimda her zaman bir rekabet, futbolu sevme nedenim olmustur. mahalle maclarinda bile sirf fenerbahce-galatasaray diye takimlari ayirdigimiz zaman bile hayatimizin en guzel ve en cekismeli maclarini yaptigimizi hatirliyorum. bazen yenilir dalga konusu olurduk, bazen yener ayari veren ekip olurduk. isin guzel yani da burasiydi. her zaman yenen bir takim belli degildi, ortada bir rekabet vardi.

bu rekabetin olusu iki takiminda iyi futbolculara sahip olmasi degil, ismiydi. bu rekabet icin sadece takimlarin yan yana ismini duymak yeterlidir. size sorarim eyy fenerliler ve g.saraylilar; hangimiz fb-gs macini duyunca heyecanlanmiyoruz, kalbimiz pir pir atmiyor? ''ulan bu seferde bi yenelim dalgamizi olesiye gececegiz nihahah'' diye hangimizin icinden gecmiyor? herhangi bir gs-fb macini rakip takim taraftari olan bir arkadasinizla izlediginizde ve o rakibin yenildiginde hangimizin onun surat ifadesini gormek istemiyor ki? ve ardindan hangimiz mac unutulana kadar dalga gecmek istemiyor ki?" (hollandabocegiilesevismek)

Uludağ sözlük'ten...

"galatasaray ımızın genellikle yenildiğini görsem bile izlediğim en güzel maç oluyor. futbolun asıl tadı ortaya çıkıyor. ister kavga ister gol her yönüyle.. gol yiyorum ama maçtan zevk alıyorum. ben galatasaraylıyım ama galatasaray benim değil. aynı şey fenerbahçe taraftarı içinde geçerli. kulübü yönetenler düşünsün. bizim ne umrumuzda olacak." (mor gabriel)

"her yıl sabırsızlıkla beklenendir.
günler öncesinden konuşulmaya başlanandır.
maçtan sonra günlerce konuşulandır.
bir anlık hakem hatasını yıllarca unutturmayandır.
bir futbolcunun vezir veya rezil olma maçıdır.
unutulmazları hatırlatandır.
sonucu asla önceden tahmin edilemeyendir.
sahada veya tribünde olmak için yanıp tutuşulandır.
futbola dair her şeyin doksan dakikaya sığabilmesidir." (olumsuz fani)

"bir fenerbahçeli olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; hiçbir zaman boca-river derbisinin yerini alamayacak olan derbidir." (cataplexy)

"dünyadaki hiçbir maç bu denli çekişmeli değil. misal glasgow rangers-celtic maçı dini-mezhebi, ss lazio-as roma maçı politik, barcelona-real madrid maçı katolonya-ispanya, inter milan-ac milan zengin sınıf-işçi sınıf maçı. yani diğer rakiplerine göre sadece futbola dayalı ve bu denli büyük bir derbi yok. el sikko diyenlere duyurulur." (doc dr c sinan sagiroglu)
"yapısı incelendiği vakit çok farklı olduğu ortaya çıkan rekabettir, dünyanın diğer derbilerinin altında siyasi bir görüş, din, yatarken bu derbide siyasi görüş yoktur, iki takımın tarftarları arasında sağcısı, solcusu , müslümanı, hristiyanı bulunmaktadır." (kelmajeste)

"kabul edilmesi gereken durum şudur ki ; şu zevksiz ligde 2 haftada olsa heyecanlanmamıza sebebiyet veren rekabettir. bir galatasaraylı olarakta şunu söyleyebilirim; iyi ki varsın fenerbahçe.." (cemm)

"öfkesinin sebebi belli olmayan karşılaşmadır. hani bakarsın lazio sağcıdır, roma solcudur; madrid kralındır, barça katalanların; rangers celticte mezhep ayrılığı vardır; boca fakirdir, river zengin. bu iki takım nedir ? Neredeyse aynı tip taraftar profiline sahip olan, galatasaray ın avrupadaki kupalarıyla biraz önde gözüküp, fenerbahçenin bu farkı galatasarayı neredeyse her daim yenmesiyle kapattığı; fanatik, fotomaç, fotogol üçlüsünün başını çektiği adi basının photoshop şovlarıyla kışkırttığı, dünyanın birinci rekabeti olduğu yalanının sürekli manşetleri süslediği abartılmış rekabettir. rekabettir. ama o kadarda değil." (thedifferent)

Diğer...

"Yarı heyecan, yarı korku var..


Heyecanım fark olması yönünde.

Korkum yenilmek..

Bu hepinizde vardır." (r10.net/okank)
...

Sizin de bu derbi hakkında herhangi bir düşünceniz varsa bizimle paylaşmaktan çekinmeyin.
Yorum yazmak için buraya tıklayın.

1 yorum:

  1. özellikle son yillarda gs lilerin cok sikca yenilmesiyle beraber bahaneler üretip "biz sizin kadar önemsemiyoruz" diye gercekte kahrolduklari bir derbihalini almistir...

    YanıtlaSil